Kitap arası hatıralar
Çok şükür ki yarım asır öncesinde orta hallice de olsa kütüphanesi olan bir köy evinde kendimizi bulduk, büyüdük. Bazıları o devirde bizim algılarımıza hitap etmese de yaşaldıkça o kitaplar da bize konuşmaya başladı. O gün bizi sıkan kitapları artık biz sıkmaya başladık.
O zamanın behrinde biz çocuklara hitap eden çok fazla yayın yoktu, çıkanlar da bize uğramamıştı. Çocuğun kelime dağarcığı, zihin ve ruh dünyasını dikkate alan eserler şimdiki gibi yaygın değildi. Köyümüzde 60’lı yılların sonu 70’li yılların başında ders kitaplarımız dışında bir yaz aylarında çıkan Tatil Kitabı bir de ilkokul mezunlarının girdiği Öğretmenokulu imtihanları için soru cevaplı genel kültür hazırlık kitabı hatırlıyorum.
‘Kitap Dolabı’
Evimizin üst katında bugün hala hatırasını koruyan ve hizmet vermeyi sürdüren, o günlerde ‘Kitap Dolabı’ diye andığımız ceviz ağacından mamul, boyumuz ve cüssemize göre hayli büyük ve tavana kadar uzanan kütüphanemiz, dini, tarihi, edebi muhtelif kitap ve dergiler ihtiva ediyordu. Teker teker tozlarını aldığımı, okşayarak içeriğine göz attığımı bugün gibi hatırlıyorum.
Ufuk açan eserler
Kitaplarla meşguliyetim esnasında fikir ve hayal dünyamda neler neler yaşıyordum bir bilseniz! Bir kitap nasıl basılıyor? Hangi aşamalardan geçiyor, nasıl ciltleniyor? Yazarları ne kadar büyük deha sahibi insanlar acaba? Hangi aşamalardan geçmişler, o seviyeye gelinceye kadar neler yaptılar? Kaç yılda o eseri meydana getirdiler? Başka hangi eserleri var? Onlardan sağ olanları görebilir miydim? Ben de onlar gibi olabilir miydim? Vb. zihnimde cevabını tam veremediğim bir sürü sorular…Eserlerin zahiri görünümleri bile ufkumun açılmasına vesile olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum, minnettarım.
Kitaplar arasında neler yok ki!
Osmanlıca ve arapça olan bazı kitaplara ilaveten basımı 50’li yıllardan başlayarak o devre kadar gelen eserlerin kadimliği, konusu, yazarı, yayın evi yanında ilgimi çeken bir diğer husus da aralarından çıkan kimin ne zaman koyduğu meçhul sürpriz hatıralardı: Takvim yaprakları, gazete kupürü, kurumuş gül ve bitki yaprakları, not kağıtları, fotoğraflar, ödenmiş makbuz ve faturalar, alınmış veya yazılmış mektup ve pusulalar. Ayrıca kitap kenarlarına, önüne, arkasına düşülen notlar. Yarım asır geçince daha kıymetli hale gelen bu hatıralar, çocuk ve genç zihnimde ne büyük etki bırakmış. Yaşlandıkça kitap arası bu mirasın değerini daha iyi anladım. Doğumumdan 20 gün evvel vefat eden görmediğim büyük dedemizin kendi imzasını taşıyan ödeme makbuzları ayrı bir hatıra oldu benim için. Hele babamın günü ve saatiyle benim doğumumu kaydettiği yazıyı ve 4 ay sonra nüfusa yazıldığımı anladığım bu kısa notla karşılaşmamdaki heyecanımı anlatamam.
Materyaller kitaplar kadar değerlendi
Hatırlı kitapların yanısıra yıllar öncesinden kalan kitap arası materyallerin bu kadar değerli hatıralar olabileceğini bilemezdim. Şimdi onları ayrı bir dosyaya aldım. Şehirdekinden başka yıllar içinde eklendikçe zenginleşen köyevimizdeki kütüphanemizde bulunan kitaplar ve kitap arası hatıralar.. Kendimi iki kere şanslı hissediyorum. Ne mutlu bana.