Medya Yıldırım’da Bir Yıllık Yazı Muhasebem
Zaman su gibi akıyor. 2021 yılı sonunda ilk yazımın bu platformda paylaşılmasından bugüne 4 yıl bitti. Başta kendi kişisel gelişimim için yazmaya gönüllü olarak beşinci yılda da nasipse devam etmek istiyorum.
Toplam 144 yazı
Her ay on günde bir olmak üzere üç yazı kaleme almaya çalıştığım bu mecrada geçtiğimiz bir yılda 36 yazı paylaşmış, başlangıcından bu yana da dört yılda toplam 144 yazı kaleme almışım. Ne mutlu bana.
Bu yılda en çok kendi kişisel gelişimime katkı sağlayan yazılarımı 5 ana başlıkta işlediğimi fark ettim. Gündem konuları beni en çok bu sahalarda okumaya yönelttiği için doğal olarak şu konularda yazmışım:
Ağırlıklı Konular
1-Emperyalizm, Siyonizm-Yahudiler-İsrail, Batı Alemi
Ondört yazı ile bu alandaki yazılarım başı çekiyor. Bölge ve dünya sorunlarını anlayabilmek için en çok bu alanda okuma, analiz, tahlil yapmak gerekiyor. Konunun uzmanlarını, kafa yoranlarını takip lüzumlu.
Dünyaya nizamat vermeye kalkan ülkelerin temelinde sömürü, kan, gözyaşı ve zulüm olduğu daha çok dile getirilmeye başlandı. Zalimlerin birbirini desteklemede, İslam ve Müslümanlara mesafeli davranmada işbirliği örnekleri daha net görünmeye başlandı.
Geçmişten haberler ve vesikaların ışığında günümüz kıyaslandığında bu alanda çok büyük değişim olmadığını, gündemimizi hep meşgul ettiğini bir kez daha anladım.
2-Filistin, Gazze ve Kudüs davası
Sekiz yazı da yine yukarıdaki konulara paralel yazılar paylaşılmış. İslam aleminde uyanışa, dayanışmaya vesile olduğunu göstermesi açısından etkili bir süreç yaşanırken, batı dünyasında da örneklik teşkil eden önemli duyarlılık örneklerinin sergilenmesine ve Gazzeli Müslümanların direniş ve dik duruşlarının onların ruhlarında tesir icra etmesine vesile olduğunu da gözlemlemişiz. Filistin davasının bir çizim sembol kahramanı olan Hanzala üzerinden büyük mesaj verilebildiğini görerek çağa olan mesajımızda her etkili dilin kullanılmasının önemini anlamaya çalışmışız.
3-İslam Aleminin uyanışı
Bu alandaki yazılarda Suriye konusu ve Filistin davası etrafında İslam aleminin tutumu ve durumunu anlamaya çalışıyorum. Nitekim yaşanan sevk-i ilahiler uzun vadede ümmetin lehine, zalimlerin aleyhine cereyan ettiğini gösteriyor. Duyarsız görünen Alem-i İslam, Katar operasyonunda olduğu gibi zalimleri de birbirlerini de zaaflarını daha iyi tanıyor. Ticari, sınai, kültürel bağlar yeniden kuvvetleniyor.
Örneğin son gelişmeler süreci Suriyeli, Filistinli aydınlar, alim ve yazarları daha yakından tanımamıza kapı araladı. İslami duyarlılık ve hizmetkarlık adına her ülkede örnek şahsiyet ve kurumların bulunduğunu müşahede ettik. Suriyeli bir yönetmen Mustafa Akkad’ın Çağrı filmiyle İslam alemine hizmetini işlerken, Suriye zindanlarında vahşetin tescilinin vaktiyle bazı İslam ülkelerinde yaşananların gayrimüslim ülkelerin zalimlerini aratmadığını anlamamızı sağladığını da işlemişiz.
4-Milli ve manevi değerlerimiz
Bu alandaki 7 yazıda da toplumsal yozlaşma adına bir milleti var eden, ihya ve inşa eden değerlerimize yönelik tutumumuz ele alınıyor. Dünya gündeminde kendi konumumuz, manevi zenginliğimiz ve fakirliğimize değiniliyor.
40’lı 50’li yıllardan örneklerle manevi dünyamızdaki çözülmeleri de ele aldığımız gibi beliren terörsüz Türkiye ve barış sürecinin hayrımıza olacağına de değinmiş, sulh mevsiminden duyduğumuz sevinci dile getirmişiz.
5-Türkiye merkezli tarih, coğrafya, edebiyat
Bazı şehirlere yaptığım seyahat notları yanı sıra, kültürel öğelerimizi de işlediğim yazılarım olmuş. Tarihte Türklerin yahudilere hoşgörüsünü, İ.Hakkı Bursevî’nin bir eserini, muhtelif yazarların kitapları ile geçmiş makalelerden yansımaları da arzetmişim.
Yeniden teşekkür
Bana bu fırsatı veren, düşüncelerimi kayda geçmemi, okuduklarımı tahlil etmemi ve daha fazla okumamı sağladığı, araştırma ve soruşturmamı artırmama vesile olduğu için 90’lı yıllardan beri tanıdığım gazeteci, güzel insan M.Hanefi Yıldırım beye bir kez daha can-u gönülden teşekkür ederim.