Miraciyye Bahri
Miraciyye bahri yaygın şekliyle mevlid-i şerif kitabındaki miraç bölümünü ifade eder. Bu yıl 600.ölüm yıldönümünde bulunduğumuz Süleyman Çelebi (ö.1422) hazretlerini rahmetle anmak ve hem de mevlid kitabı olarak bilinen Vesiletü’n-Necat (Kurtuluş Vesilesi) adlı manzum eserinden Mirac bahrini sadeleştirilmiş şekliyle paylaşmak isterim. Zira dilimizin kelime hazinesinde bir körelme yaşadığımız aşikardır ve Peygamberimizin (sav) hayat seyrinin şiirsel anlatımı olan bu eser altı asır önceki Türkçemizle yazıldığından günümüz türkçesi için kısmi izah gerekiyor.
Mübarek üç ayların ilki olan Recebin içinde yer alan iki mübarek geceden biri olan Mirac (diğeri ilk Cuma gecesi Regaib) bilindiği gibi Peygamber efendimizin Medineye hicretinden bir buçuk sene önce vukua gelmiş isra (Mekke’den Kudüs’e ) ve miraç (Kudüs2ten Mescid-i Aksa’dan Gökler alemine seyahat) mucizelerinin gerçekleştiği gecedir.
(Sâhibül hulleti ve’t-tâc, ve râkibü’l bürâkı fî leyleti’l mi'rac,
Hazret-i Ahmed-ü Mahmûd-ü Muhammed Mustafâ râ Salevât)
(Hulle ve tac sahibi Mirac gecesinde Burak’a binen hazreti Ahmed Mahmud Muhammed Mustafa’ya salatu selam olsun salavat getirin)
*
Söyleşürken Cebrail ile kelam
Geldi Refref önüne verdi selam
(Cebrail A S ile konuşuyorlarken, Refref önüne gelerek selâm verdi)
*
Aldı ol şah-ı cihanı ol zaman
Sidre'ye gitti ve götürdü heman
(Cihanın şahını (padişahını) aldı ve hemen Sidre'ye (semada bir makam) götürdü)
*
Bir feza oldu o demde rûnüma
Ne mekân var anda ne arz-u sema
(O demde görünen şeyler tamamen bitti/kayboldu sonsuzluk oluştu. Ortada ne mekan ne de arz ve sema kaldı)
*
Kim ne hâlîdir, ne mâlî, ol mahal
Akl-u fikr etmez o hâli fehm-u hal
(Ki o yer ne boş ne de doluydu O hâli insan anlayışı akıl fikir edemez idrak edemez)
*
Ref’ olup ol şaha yetmiş bin hicab
Nur-u tevhid açdı vechinden nikab
(O şaha yetmiş bin perde kaldırıldı/açıldı. Tevhidin nuru yüzünden perdeyi açtı).
*
Her birisinden geçerken ileru
Emr olundu Yâ Muhammed gel beru
(Her bir perdeden geçerken, Ya Muhammed beri gel diye emrolundu)
*
Çünki kamusun görüp geçti öte
Vardı erişdi ol Ulu Hazrete
(Tüm perdeleri görüp geçti ve Sidre makamını da aşarak Ulu Hazrete (Allâh'ın huzuruna) vardı.)
*
Şeş cihetden ol münezzeh Zü’l-Celal
Bi kemu-keyf ana gösterdi Cemal
(Altı cihetten/yönden münezzeh olan Zülcelâl (Celal sahibi Allah) nitelik ve niceliği izah edilemez şekilde rasülüne Cemalini gösterdi.)
*
Zaten ol sultan-ı mazağa’l- basar
Eylemişdi Hakk’a tahsis-i nazar
(Zâten, gözü gördüğünden şaşmayan Resul, bakışlarını Hakk'a yöneltmişti)
*
Aşikâre gördü Rabbü’l-İzzeti
Ahirette öyle görür ümmeti
(Aşikâre, Yüce rabbimizi gördü. Ahirette, ümmeti de öylece görür (inşaallah).
*
Bî huruf-u lâfz-u savt ol pâdişah
Mustafa'ya söyledi bi iştibah
(Harfsiz, kelimesiz ve sessiz/sözsüz bir şekilde O Padişah/Allah şüphesiz Mustafa'ya konuştu/söyledi)
*
Dedi kim matlub-ü maksudun benem
Sevdiğin can ile mabudün benem
(Dedi ki matlubun/istediğin ve maksudun/dilediğin benim. Can ile sevdiğin mabudun/ibadet ettiğin rabbin benim)
*
Gece gündüz durmayub istediğin
N’ola kim görsem cemalin dediğin
(Gece gündüz durmadan istediğin, cemalini nola bir görsem dediğin Rabbin benim)
*
Gel habibim sana aşık/müştak olmuşam
Cümle halkı sana bende kılmışam
(Gel habibim/sevdiğim, sana müştak olmuşum. Cümle yaratılmışları/mahlukatı sana bende/hizmetkar emrine amade kılmışım)
*
Ne muradın var ise kılam reva
Eyleyem bir derde bin türlü deva
(Ne muradın varsa vereyim. Bir derdine bin türlü deva eyleyeyim)
*
Mustafa dedi eya Rabb-i Rahîm
Ey hatâ puş-u atâsı çok kerim
(Mustafa dedi: ey Rabb-i Rahim/Rahim olan rabbim, Ey hataları örten, ikram çok cömert olan Allahım)
*
Ol zaif ümmetlerim hâli nola
Hazretine nice anlar yol bula
(O zayıf ümmetlerimin hali nola Onlar huzuruna nasıl yol bulacak/ varacak).
*
Gece gündüz işleri isyan kamu
Korkarım ki yerleri ola tamu
(Gece gündüz bütün işleri isyan. Korkarım ki yerleri cehennem olur).
*
Yâ ilâhî hazretinden hâcetim
Budurur kim ola makbul ümmetim.
(Ya İlâhi hazretinden isteğim budur ki, ümmetim makbul olsun/ Huzuruna onları kabul et)
*
Hak-Tealâ'dan erişdi bir nida
Yâ Muhammed ben sana kıldım ata
(Hak Teâlâ'dan bir nida geldi, "Ya Muhammet bu konuyu ben sana ata kıldım/ isteğini verdim)
*
Ümmetini sana verdim ey habib
Cennetimi anlara kıldım nasib
(Ümmetini sana verdim ey habib/ey sevgili. Cennetimi ümmetine nasip kıldım)
*
Yâ habibim nedir ol kim diledin
Bir avuç toprağa minnet meyledin
(Ey habibim, dilediğin nedir ki sana ikramlarımın karşışında bir avuç toprak değerindedir.
*
Ben sana müştak olunca ey şerif
Senin olmaz mı dü-âlem ey lâtif
(Ben seni sevince ey şerefli kulum, iki alem de (dünya-ahiret) senin olmaz mı?)
*
Zatıma mir'at edindim zatını
Bile yazdım adım ile adını
(Zâtıma ayna edindim zatını Adım ile adını birlikte yazdım (Lâ ilâhe illâllah, Muhammedü’r- Resulullâh).
*
Hem dedi kim Yâ Muhammed ben seni
Bilürem görmeğe doymazsın beni
(Hem dedi ki: Yâ Muhammed, ben seni bilirim ki sen beni görmeğe doymazsın)
*
Avdet edüp davet et kullarımı
Tâ gelüben göreler dîdârımı
(Sen avdet edip/ Dünyaya dönüp kullarımı davet et. Ta ki onlar da didarımı/ yüzümü gelip görsünler)
*
Sen ki mi'rac eyleyüb etdin niyaz
Ümmetin mîracını kıldım namaz
(Sen ki miraç eyleyip niyaz/dua ettin. Ben de ümmetin miracını namaz yaptım/namazla miraç etsinler diledim)
*
Her kaçan kim bu namazı kılalar
Cümle gök ehli sevabın bulalar
(Ne zamanki bu namazı kılarlar o zaman cümle gök ehlinin sevabını bulurlar)
*
Çünki her türlü ibadet bundadır
Hakk'a kurbiyyet'le vuslat bundadır.
(Çünkü, her türlü ibadet bundadır/zikir kuran rukü secde dua ..hepsi namazın içindedir.. Hakka/Allâh'a yakınlaşmak ve rızasına ulaşmak namazla mümkündür)
*
Sıdk ile beş vakt olundukça eda
Elli vaktin ecrin eyler Hakk ata
(Sadakatle beş vakit namaz eda olundukça, Cenab-ı Hakk elli vaktin ecrini veriri/Bire on elli vakit kılmış gibi sevap verir)
*
Mahasal ol anda doksan bin kelam
Sebk idüp buldukta encam-ü hitam
(Hasılı o anda, doksan bin söz söylendi geçti ve konuşma/ziyaret sona erdiğinde).
*
Tarfetül-ayn içre ol fahr-i cihan
Ümmühani evine geldi heman
(Fahr-i cihan/Cihanın iftiharı peygamberimiz göz açıp kapayıncaya kadar bir süre sonra, hemen Ümmühânî'nin (…..) evine/yatağına geldi/döndü)
*
Her ne vâki oldu ise serteser
Cümlesin eshabına verdi haber
(Her ne olduysa baştan başa hepsini eshâbına anlattı/haber verdi)
*
Dediler ey kıble-i islâm-ü din
Kutlu olsun sana mirac-ı güzin
(Sahabeleri dedilerki, ey din-ü islâm’ın kıblesi olan peygamber, Sana bu güzide mirac kutlu olsun)
*
Biz kamumuz kullarız sen şahsın
Gönlümüz içinde rûşen mahsın
(Biz hepimiz sana tabiyiz, başımız, başkanımız sensin. Sen gönlümüzde parlayan/gönlümüzü aydınlatan bir ay/dolunaysın)
*
Ümmetin olduğumuz devlet yeter
Hizmetin kıldığımız izzet yeter
(Senin ümmetin olma nimeti hizmetkarın olma izzeti bize yeter)
(Es-salatu ves-selamu aleyke ya rasûlallah
Es-salatu ves-selamu aleyke ya habîballah
Es-salatu ves-selamu aleyke ya seyyide’l-evveline ve’l- ahirin ve selamun ale’l- murselin ve’l-hamdülillahi rabbil alemin denilerek üç salâvât ile bahir sona erer)
Rabbimiz namaz ibadetimizin farz olduğu gece olan Mirac gecemizi namaz hassasiyetimizin artmasına, ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa sevdamızın ziyadesine ve ‘etrafı mübarek kılınan’ Kudüs’ümüzdeki esaretin ve zulmün nihayete ermesine vesile eylesin. (Amin)