NE YEDİRİYORSUN?
İmparatorun çevresi dahil bir çok yerde rüşvetin alıp yürüdüğü geçmiş dönemde, adamın biri tavuk besleyerek geçimini sağlarmış.
Günlerden bir gün tahsildar gelmiş, uygun bir dille “kendilerini memnun etmesini” adama dolaylı bir şekilde söylemişler.
Tavuk besleyen adam duymazdan gelmiş, hiç oralı olmamış.
Tahsildar içten içe sinirlenmiş.
Sen misin aldırmayan?
Tahsildar hiddetle sormuş;
Ne yediriyorsun tavuklarına?
Buğday.
Tahsildar sesini yükselterek ne, bu kıtlıkta halk ekmek için buğday bulamaz, süpürge sapı yerken..Sen buğdayı verirsin ha.. Bin akçe ceza sana.
Aradan aylar geçmiş yine aynı tahsildarlar dikilmiş tavukçunun karşısına ve sormuş;
Ne yediriyorsun tavuklarına?
Mısır… Mısır yediriyorum.
Ne, bu kıtlıkta halk ekmek için mısır bulamazken sen tavuklarına mısır yedirirsin ha.. Beş bir akçe ceza sana
Aradan aylar geçmiş. Aynı tahsildarlar tekrar gelmiş.
Alışılmış soruyu sormuşlar.
Ne yediriyorsun tavuklarına?
Adam gülerek şu cevabı vermiş. “ vallahi yediğim cezalardan sonra, artık ben onlara hiçbir şey yedirmiyorum. Yemek paralarını horoza veriyorum. Onlar ailece canları ne istiyorsa alıp yiyorlar. Ben işlerine karışmıyorum.
İyi hafta sonları dilerim.