Mehmet Hanefi YILDIRIM

Tarih: 21.11.2025 23:58

PAZAR KISSASI - YARISINI

Facebook Twitter Linked-in

PAZAR KISSASI

YARISINI

Üçüncü Murat zamanında padişahın çok maharetli bir dalkavuğu varmış. 

Bir yandan çevrede olup bitenleri haberdar eder, öte yandan da padişahın huzurunda şekilden şekle girer padişahı eğlendirirmiş.

Görevi bitince de her seferinde padişah bir kese altın verirmiş.

Yine bir gün mesleğini icra edip çıkarken, verilen altın kesesini almamış.

Padişahım “bu sefer altın değil yüz sopa isterim” demiş. Her kes şaşırmış.

Padişah, bir bildiği vardır herhalde  “vurun bakalım, sonunu çok merak ediyorum," demiş.

Dalkavuğu yere yıkmışlar, falakaya yatırmışlar, üç, beş, on, yirmi, otuz, kırk, kırk dokuz, elli derken bağırmış.

Durun benim bir ortağım var, yarısını da ona vurun, hakkı geçmesin.

Padişah şaşkın bir şekilde “Kim senin ortağın?” diye sorar.

Ortağım bostancı başınız  padişahım.

Ne zaman sizin ihsanınıza nail olsam, çıkarken kapıda bekler, kesedeki altınların yarısını alır. 

Madem ortağım, sopanın yarısını da ona vurun.

Pazar kıssamız bu.

Hisse çıkaralım dersek. Sabredelim, sopanın yarısını yiyecek o kadar kişi çıkacak ki.

Gün ola harman ola.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —