Bursalı mimarlardan 'imar affı' girişimine itiraz!
Türkiye'de binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine yol açan afetlere ve felaketlere karşın; ‘imar affı’ bir kez daha gündeme getiriliyor. 10 Ocak 2025 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan ‘İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne itiraz Mimarlar Odası Bursa Şubesi'nden geldi.
BURSA (İGFA) - Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nden yapılan açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan imar affı girişimine itiraz edildi. Bursa Şubesi, halkın can güvenliğini tehlikeye atan, tarihsel ve doğal alanları tahrip eden ve kentlerimizi yaşanmaz hale getiren yeni imar affı önerisi derhal geri çekilmesi gerektiğini savundu.
Teklif ile Yasanın uygulama şartlarının vatandaşlar tarafından tam olarak anlaşılamaması; başvuru şartları nedeniyle belgeleri iptal edilen yurttaşların mağduriyetinin giderilmesi; iptal edilen hakkında uygulanan idari ve para cezalarının iptal edilmesinin amaçlandığının belirtildiğine dikkati çeken Bursalı mimarlar, "Yeni ‘İmar Affı’ ile toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan kentsel gelişmelere yol açacak, doğa olaylarının afete dönüşerek pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olacak popülist uygulamalar yeniden yürürlüğe sokulmak istenmektedir” dedi.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi tarafından yapılan açıklamada, 1984’ten bu yana yıllar boyunca gecekondulaşmadan kaçak yapılaşmanın engellenmesine farklı gerekçelerle imar mevzuatına aykırı yapıların meşrulaştırılması için 13 kez imar affının çıkarıldığına dikkati çekildi.
"Bu düzenlemelerin 8’i 2002 yılından bugüne çıkarılmıştır. 2018’de iktidar tarafından “İmar Barışı’ adı altında 7143 Sayılı Torba Yasa ile bugüne kadar çıkarılan en geniş kapsamlı imar affı yürürlüğe sokulmuştur" diyen şube yönetimi, açıklamalarında şunları kaydetti:
"Kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihî, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen bina ve tesisler dâhil olmak üzere, yargı tarafından planları ve ruhsatları iptal edilen, ayrıcalıklı imar hakları verilerek her biri bir ‘kent ve çevre suçu’ niteliğinde yükselen bütün kaçak yapılar yasallaştırılmıştır. Afete maruz kalabilecek bölgelerde veya dere yataklarında olup olmadıklarına; kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihî, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilip edilmediklerine bakılmaksızın yurttaşlara riskli yapıları kullanma izni verilmiştir. Yapı güvenliği olmayan, planlama, mimarlık ve mühendislik süreçlerinden geçmemiş̧, teknik olarak sağlık ve güvenlik koşulları belirsiz yapılarda yurttaşların can ve mal güvenliği tehlikeye atılmış ve kaçak yapılaşma teşvik edilmiştir. Yıllarca çıkarılan kanunlarla getirilen imar aflarıyla affedilen kaçak yapıların çoğunun 1999 Marmara, 2011 Van, 2020 Elazığ ve İzmir Depremlerinde yıkılmasına ve binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine; kaçak yapılaşmayı engelleyeceği iddia edilen af düzenlemeleri nedeniyle kaçak yapılaşmanın artmasına karşın imar affı uygulamalarından vazgeçilmemiştir"
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrası imar affının ‘ülke gündeminden çıkarılması’ gerektiği, ‘affedilemez suçlar’ arasına alınması gerektiği açıklamaları yapılmasına karşın; ülke tarihinin en geniş kapsamlı imar affını daha da genişletmek üzere 4654 Esas Nolu ‘İmar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ 11 Ekim 2022 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulduğu belirtildi.
Söz konusu bu teklifle kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihî, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen bina ve tesisler, Meslek Odaları, Sivil Toplum Kuruluşları ve yurttaşlar tarafından açılan hukuk davalarında yargı tarafından planları ve ruhsatları iptal edilen, ayrıcalıklı imar hakları verilen tüm yapıları yasallaştırması hedeflendiği belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
"Ülkemizde binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine yol açan afetlere ve felaketlere karşın; ‘imar affı’ bir kez daha gündeme getirilmektedir.
10 Ocak 2025 tarihinde TBMM Başkanlığı’na ‘İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ sunulmuştur. Teklif ile Yasanın uygulama şartlarının vatandaşlar tarafından tam olarak anlaşılamaması; başvuru şartları nedeniyle belgeleri iptal edilen yurttaşların mağduriyetinin giderilmesi; iptal edilen hakkında uygulanan idari ve para cezalarının iptal edilmesinin amaçlandığı belirtilmektedir.
Ancak İmar Kanununun Geçici 16.Maddesinde getirilen düzenleme incelendiğinde; yalnızca başvuru sürelerinin uzatılması ile yetinilmediği görülmekte; daha önce imar affı kapsamına alınan 31 Aralık 2017 tarihinden önce yapılmış İmar Kanununa ve ilgili mevzuata aykırı ve kaçak yapıların kapsamı genişletilerek 31 Aralık 2024 tarihinden önce yapılmış yapılara af getirilmekte; mevzuata aykırı ve kaçak yapılara yönelik idari ve mali yaptırımlar ortadan kaldırılmakta; Devletin yapıların afet risklerine karşı dayanıklılıklarını kamu adına denetim sorumluluğu yok sayılmaktadır.
Geçmişte yaşanan depremler sonrasında kamuoyuyla paylaşılan değerlendirme ve tespitlerde de belirtildiği üzere; afetlerde yaşanan yıkımın temel etkenlerinin plansız yapılaşma, toplumun nitelikli mimarlık ve mühendislik hizmetlerine erişiminin sağlanamaması, eksik ve kalitesiz malzeme kullanımı, kamu adına yürütülmesi gereken yapı denetim sürecinin özelleştirilerek işlevsizleştirilmesi, yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin kamusal denetim görevlerini yerine getirmemesi, imar affı gibi uygulamalarla kaçak ve güvensiz yapılaşmanın teşvik edilmesi olduğu görülmüştür.
Yeni ‘İmar Affı’ ile toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan kentsel gelişmelere yol açacak, doğa olaylarının afete dönüşerek pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olacak popülist uygulamalar yeniden yürürlüğe sokulmak istenmektedir. Halkın can güvenliğini tehlikeye atan, tarihsel ve doğal alanları tahrip eden ve kentlerimizi yaşanmaz hale getiren yeni imar affı önerisi derhal geri çekilmelidir."